Sayıştay’ın 2022 yılı denetim raporunda, Dışişleri Bakanlığı’nın bazı işlemleri 2021 yılında gerçekleşmesine rağmen bunları 2022 yılı işlemi gibi muhasebe kayıtlarına yazdığı belirtildi.
ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre, Sayıştay’ın 2022 yılı Dışişleri Bakanlığı Denetim Raporu yayınlandı. Dışişleri Bakanlığı’nın 2021 yılında toplam 7 milyar 96 milyon 707 bin 580 lira 51 kuruş olan bütçesi, 2022 yılında 10 milyar 942 milyon 311 bin 761 liraya çıktı.
2021 yılında Bakanlığın net gelir toplamı 2 milyar 381 milyon 530 bin 638 lira 22 kuruş iken, 2022 yılında 4 milyar 536 milyon 796 bin 598 lira 67 kuruşa yükseldi. 2021’de 8 milyar 872 milyon 908 bin 817 lira 79 kuruş olan giderler, 2022 yılında 13 milyar 358 milyon 68 bin 455 lira 54 kuruşa çıktı.
Raporda, “2022 yılı olumsuz faaliyet sonucu 8.821.271.856,87 TL olarak gerçekleşmiştir” denildi.
Bakanlığın özel faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla açılan hesaba, döviz hesabı devirleri dahil 2021 yılından 2 milyar 315 milyon 327 bin lira 46 kuruş devredildiği; 2022 yılında 67 milyon 868 bin 145 lira 52 kuruş ödenek aktarılarak 70 milyon 183 bin 472 lira 98 kuruşa ulaştığı kaydedildi.
Ayrıca raporda bu tutarın 52 milyon 748 bin 549 lira 16 kuruşunun 2023 yılına devredildiği belirtildi.
Raporda, yurt dışındaki aracı kurumlarca vize başvuru hizmet bedelinin yüzde 20’sinin konsolosluk hasılat hesabına yatırılarak genel bütçeye özel gelir olarak 529 milyon 355 bin 144 lira 11 kuruş kayıt yaptırıldığına yer verildi.
Bunun karşılığında 198 milyon lira ödenek olarak kaydedilip 2021 yılında devir ile toplam ödeneğin 242 milyon 389 bin 555 lira 36 kuruş olduğu kaydedildi. Raporda, “Bunun 178.643.745, 34 TL’si yıl içinde harcanarak geriye kalan 63.745.810, 02 TL ise 2023 yılına devredilmiştir” ifadelerine yer verildi.
‘PERSONELİN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİNE YÖNELİK HUSUSLARIN YAZILI OLARAK BELİRLENMELİ’
Raporda, bakanlığın iç kontrol sisteminin 2022 yılı incelemesinde kurum organizasyon yapısı içerisinde yetki devirleri ve sınırları hakkında yeterli düzenleme bulunmadığı belirtilerek, “Kurum içinde yetki devri gerçekleştirilirken, devredilen yetkinin arz ettiği önem göz önünde bulundurularak, konuya yeterliliği olan personele devredilmesine dikkat edildiği, ancak yetki devir sürecini düzenleyen resmi ve belgelendirilmiş bir yöntem ve standart yetki devri çizelgeleri bulunmadığı anlaşılmaktadır” denildi.
Raporda, “Personelin işe alınması, yer değiştirmesi, görevde yükselmesi ve disiplin hükümlerine yönelik insan kaynakları politikası, 1 ve 4 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve 6004 sayılı Kanun’un yanında Dışişleri Bakanlığı Sınav Yönetmeliği, Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Kariyer Memurlarının Görevde Yükselme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, Dışişleri Bakanlığı Merkez Memurlarının Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği, Dışişleri Bakanlığı Personeline İlişkin Öndegelim Esasları Hakkında Yönetmelik, Dışişleri Bakanlığı Türk Uyruklu Sözleşmeli Sekreter Sınav Yönetmeliği ve Dışişleri Bakanlığı Personeli Disiplin Amirleri Yönetmeliği gibi mevzuat çerçevesinde belirlenmiş durumdadır. Bununla birlikte, personelin performans değerlendirmesine yönelik hususların yazılı olarak belirlenmesine ihtiyaç bulunması yönüyle eksiktir” değerlendirmesine yer verildi.
‘PERSONEL SAYISININ YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE GÖREVLER AYRILIĞI İLKESİ UYGULANAMIYOR’
Raporun “Kontrol Faaliyetleri Standartları” bölümünde bakanlıktan yapılan görevlendirmelerde, yetki devirlerinin mevzuata uygun yapıldığı ifade edildi.
Raporda, “Görevlendirmelerde görevler ayrılığı ilkesi gözetildiği belirtilmekle beraber bilhassa yurt dışında personel sayısının yetersizliği nedeniyle görevler ayrılığı ilkesinin tam olarak uygulanamadığı ve gerekli önlemlerin alınması konusunda bir düzenleme bulunmadığı görülmektedir. İdarece belirlenen risklerin kabul edilebilir düzeye indirilmesine yönelik kontrol faaliyetleri ve sorumluları tam olarak belirlenmemiştir” tespitinde bulunuldu.
“İzleme Standartları” başlıklı bölümde ise İç Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun üst yönetici onayı ile 2010 yılında görevlendirildiği belirtilerek, “Ancak bugüne kadarki süreçte birimler iç kontrol sistemini yılda en az bir kere değerlendirip İç Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kuruluna raporlama yapmamışlardır” ifadeleri kullanıldı.
“Denetim Görüşü” başlıklı bölümde yapılan değerlendirmede, “Dışişleri Bakanlığının 2022 yılına ilişkin yukarıda belirtilen ve kamu idaresi tarafından sunulan geçerli finansal raporlama çerçevesi kapsamındaki mali rapor ve tablolarının tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varılmıştır” denildi.
‘SAYIŞTAY’A GÖNDERİLMESİ GEREKEN HESAP CETVELİ GÖNDERİLMEDİ’
Raporda mali rapor ve tablolara verilen görüş ile ilgili olmayan iki bulguya yer verildi. “İdare Taşınır Mal Yönetimi Ayrıntılı Hesap Cetveli ile İcmal Cetvelinin Yasal Süresi İçerisinde Sayıştay’a Verilememesi ve Taşınır İşlemlerine İlişkin Muhasebe Kayıtlarında Dönemsellik Kavramına Uyulmaması” başlıklı bulguyla ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“Bakanlığın 2022 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesinde Kamu İdaresi Hesaplarının Sayıştay’a Verilmesi ve Muhasebe Birimleri ile Muhasebe Yetkililerinin Bildirilmesi Hakkında Usul ve Esaslar uyarınca İdare Taşınır Mal Yönetimi Ayrıntılı Hesap Cetveli ile İdare Taşınır Mal Yönetimi Hesabı İcmal Cetvelinin Şubat ayı sonuna kadar Sayıştay Başkanlığına gönderilmesi gerekirken gönderilmediği, 150 İlk Madde Ve Malzeme Hesabı, 253 Tesis, Makine Ve Cihazlar Hesabı, 254 Taşıtlar Hesabı ve 255 Demirbaşlar Hesabına konu olan işlemlerin bazılarının 2021 yılında gerçekleştiği halde bunların muhasebe kayıtlarında 2022 yılı işlemi gibi yer aldığı görülmüştür.
15 Stoklar ile 25 Duran Varlıklar hesap grupları içerisinde yer alan ve yukarıda belirtilen hesaplara ilişkin işlemler 2021 yılında gerçekleştirildiği halde bazı misyonlar tarafından bu işlemlere ait belgelerin muhasebeye ilgili yıl içerisinde gönderilememesi nedeniyle bir sonraki yılda kaydedilmiştir. Bu durumda, misyonların bahse konu hesaplara ilişkin kendi kayıtları ile muhasebe kayıtları farklı bilgiler içermektedir. Muhasebe kayıtları ile gerçek durumun birbiriyle uyumlu olmaması hem 2021 yılı hem de 2022 yılında üretilen mali tablolarda 15 Stoklar ile 25 Duran Varlıklar hesap grupları içerisinde yer alan; 150 İlk Madde Ve Malzeme Hesabı, 253 Tesis, Makine Ve Cihazlar Hesabı, 254 Taşıtlar Hesabı ve 255 Demirbaşlar Hesabına ilişkin tutarların doğru bilgi içermemesine neden olmaktadır.”
‘ÖN ÖDEMENİN VERİLDİĞİ TARİHTEKİ KURLARIN ESAS ALINMASI GEREKİYOR’
Raporda, yurt dışına gönderilen avans ve krediler ile ilgili şu tespitlere yer verildi:
“Bakanlığın yurtdışı teşkilatının harcamalarında kullanmak üzere ön ödeme niteliğinde gönderilmiş olan tutarlar ile bunlardan yapılan harcamaların mahsuplarına ilişkin tutarların muhasebe kayıtlarında, Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğine göre ön ödemenin verildiği tarihteki kurların esas alınması gerekirken, ön ödemenin verildiği tarihten önceki ayın son gününün (ön ödemenin verildiği ayın ilk iş günü geçerli olan) Merkez Bankası döviz satış kurunun esas alındığı görülmektedir.
Kamu idaresi cevabında Bakanlığın yurtdışı teşkilatının harcamalarında kullanılmak üzere ön ödeme niteliğinde gönderilen tutarlar ile bunlardan yapılan harcamaların mahsuplarına ilişkin tutarların muhasebe kayıtlarında esas alınması gereken kurlarla ilgili olarak, Dışişleri Bakanlığının talebi ile Hazine ve Maliye Bakanlığı uhdesinde mevzuat değişikliği çalışması yürütüldüğünü bildirmiştir.
Bakanlık Bütçesinden yapılan harcamaların önemli bir kısmının yurtdışı teşkilata ait olduğu dikkate alındığında, işlemlerde kullanılacak döviz kurunun anılan yönetmelik hükümlerine uygun belirlenmemesi faaliyet sonuçları tablosunda yer alan tutarın ve bütçe rakamlarının doğruluğunu etkilemektedir.” (HABER MERKEZİ)