Artvin’in Yusufeli ilçesinde 22 Nisan 2011’de baraj inşaatından dönen görevli Jeofizik Mühendisi Hüseyin Dervişoğlu ile İnşaat Mühendisi Orhan Kemal Ulusoy’un (29) bulunduğu kamyonet, Çoruh Nehri’ne düştü. Kurtarma çalışmaları ile hurdaya dönen kamyonet sudan çıkarıldı ancak mühendislere ulaşılamadı. Kazadan 10 ay sonra Dervişoğlu’nun cansız bedenine ulaşılırken, Ulusoy’a dair bir ize rastlanılamadı.
GÖNÜLLÜ OLUP, DERNEK KURDU
Çocukluk arkadaşı Dervişoğlu’nun ölümü ile sarsılan, diğer kayıp mühendisinin bulunamayışından etkilenen Ahmet Cerrah, arama-kurtarma gönüllüsü olmaya karar verdi. Kendisini hayat kurtarmaya adayan Cerrah, aldığı eğitimler sonrası Sürmene Arama-Kurtarma Derneği’ni (SÜR-AK) kurdu. Dernek bünyesinde bölgede boğulma, sel, heyelan, yangın gibi olaylara koşan, deprem afetlerinde de bireysel olarak görev alan Cerrah, gönüllü arkadaşları ile bu zamana kadar 188 hayat kurtardı. Cerrah, derede mahsur kalan birçok hayvanın kurtarılmasında da önemli rol alarak AFAD ekiplerinin çalışmalarına destek oldu.
KALP KRİZİ VE BEYİN KANAMASI HAYATTAN KOPARDI
Türkiye’yi sarsan 6 Şubat depremleri dahil her afete koşan, AFAD ve Sahil Güvenlik gibi resmi kurumlarla iş birliği içinde sayısız göreve katılan Cerrah, göğüs ağrısı şikayetiyle 25 Temmuz’da Sürmene Devlet Hastanesi’ne gitti. Tedavi ve muayenesinde kalp krizi geçirdiği tespit edilen Cerrah, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk edildi. Durumunun ağırlaşması üzerine yoğun bakım servisine kaldırılan Cerrah, beyin kanaması da geçirdi. Yaşam mücadelesi veren Cerrah, dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.
Ani ölümü büyük üzüntüye neden olan Ahmet Cerrah için Sürmene ilçesinde cenaze düzenlendi. Eski Camisi’ndeki cenazeye Sürmene Belediye Başkanı Hüseyin Azizoğlu, Sürmene Kaymakamı Mehmet Ali Öztürk, Trabzon İl Sağlık Müdürü Hakan Usta, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı ile çok sayıda kişi katıldı. Cenazeye katılanlar, Cerrah ailesi ve yakın arkadaşlarına taziye dileklerinde bulundu. Cenazede Cerrah’ın arkadaşları ve ailesi, gözyaşlarına hakim olamadı. Ahmet Cerrah, dün ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Sürmene Yemişli Mahallesi Perneli Mezarlığı’nda toprağa verildi.
‘KENDİNDEN BAŞKA HİÇ KİMSEYİ DARDA BIRAKMADI’
SÜR-AK Derneği Başkan Yardımcısı Kaan Seymen, Ahmet Cerrah’ın herkesin yardımına koştuğunu belirterek, “Gönlü temiz insandı. Herkesin yanındaydı. Hayvan, insan hiç kimseyi ayırmazdı. Herkesin işine koşar, yardımcı olmaya çalışırdı. Bu zamana kadar kendinden başka hiç kimseyi darda bırakmadı. İşi gücü Sürmene Arama Kurtarma oldu. Planlarımız, yapacaklarımız vardı” dedi.
‘BÜTÜN SÜRMENE YASTA’
Cenazeye katılan Cerrah’ın arkadaşlarından Ali Aydın ani ölümle şoke olduklarını söyleyerek, “Sadece Sürmene’de değil Trabzon, Trabzon genelinden sonra Türkiye’de bütün arama kurtarmalarında, deprem bölgelerinde yapmış olduğu özverili çalışmalarla Sürmene’mizin gururu oldu. Bütün imkanlarıyla herkese destek olmaya çalıştı. Bütün Sürmene yasta” diye konuştu. Muhtar Rıfat Karabacak “Sürmene’de takdir edilecek örnek bir insandı. Hayvan ve insan dostu olarak mükemmel bir insandı. Arama kurtarma faaliyetlerinde özellikle deprem bölgesinde oldukça zor koşullarda mükemmel bir mücadele verdi. İnsanlık için elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştı” dedi.
‘DEPREMDE ENKAZLARA GÖZÜ KAPALI GİRDİ’
Cerrah’ın dernekten arkadaşı Kemal Abdioğlu da deprem bölgesine beraber gittiklerini belirterek, “Depremde arama kurtarma çalışmalarına beraber gittik. Kimsenin girmek istemediği enkazlara gözü kapalı girdi. Deprem bölgesinde kaldırımda battaniyeye sarılıp uyumasına şahidim. Çok cesur bir arkadaşımızdı. Mekanı cennet olsun. En ufak sarsıntında millet kaçışırken o binalar yönelirdi” diye konuştu.
‘GECESİ, GÜNDÜZÜ YOKTU’
Cerrah’ın akrabası Başak Şensoy ise şunları söyledi: “Sahipsiz hayvanların her zaman yanındaydı. Gecesi, gündüzü yoktu. Arama-kurtarma işi için yeri geldi mal varlığını sattı. Çok yüce gönüllü bir insandı. Çok üzdü bizi. Kendi imkanlarıyla almış olduğu yeni arabasını arama kurtarma aracı yapacaktı ama olmadı.”